Hello World
İnternetin kelebekleri olan bloglar, bir günlük hevesle açılır ve aynı
hevesle kapatılır. Yaşam döngüleri kısa da olsa, Andy Warhol’un herkes 15
dakikalığına meşhur olacak lafından tutup, herkesin 3 tık ötede olmasının
demokratik yapısı üzerinden düşünüldüğünde küçük yaşamları çok anlamlı aslında.
Böyle bir hevesle kurmuştum bu bloğu; çok farklı koşullar altında, bugünkünden
çok farklı bir benlikle.
Ancak garip bir şey oldu; bloğum tekrar canlandı. Kendi üç günlük kaderine
meydan okumak isteyen bloğum, artık yepyeni bir ben ve yepyeni
konular konuşmak üzere bir daha yayına giriyor. Ama değişmeyen bir şey var: derin sanat sevgim. Ama sanatı sadece
sevmiyorum, aynı zamanda sanata saygı da duyuyorum; bu yüzden toplumsal ve
politik konuların sanatla ve sanatı değiştirebileceğine inanıyoruz. Gezi
Parkı’nın ikinci yıl dönümüyle bloğun yeni açılışını kutlamanın anlamı da bu
olsa gerek; mezi Direnişi’nden sonra sanatı, toplumu, politikayı, Öteki’yi
anlayışımız değişmedi mi? Böyle bir konudan bahsetmemek sadece Gezi Parkı’na
değil, sanata ve toplumsal ifadeye de bir hakarettir. Sanat bloğu olmamız bunu
değiştirmez, değiştiremez.
Gezi Parkı'nı anan bu kısa girişimle beraber bloğum Notable Arts’a hoş geldiniz. Hayattaki güzel şeylerin kelebeklerden
daha uzun ömürlü olması dileğiyle…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder